Nureddin Şirin: Silahlı Mücadele...
Suriye Halkının Haklı Mücadelesi Silahlı Güçler Tarafından Katlediliyor
"Hukuk" "adalet" ve "özgürlük" temelinde mücadele veren Suriyeliler bir yanda sivil gösteri ve protestolarında rejim güçlerinin şiddeti ile karşılaşırken, diğer taraftan da, rejimi yıkma amacıyla silaha sarıldıklarını ileri süren birtakım güçlerin güvenlik güçlerine yönelik sürdürdüğü saldırılar da Suriye halkının haklı ve meşru taleplerini bloke eden bir bumerang rolü görüyor.
Fas ve Mısır ile başlayıp bütün bölgeye yayılan halk hareketleri rüzgarını arkasına alan Suriyeliler, bu fırsatla yıllardır mahrum bırakıldıkları hak ve özgürlüklere ulaşabilme, üzerlerindeki baas diktasından kurtulabilme amacıyla, sivil gösterilere başladığında, tabi olarak meşru taleplerini dile getiriyorlardı.
Suriye yönetimi içten ve dıştan gelen tazyikin de etkisiyle, bir devrim niteliğindeki reformları yapma iradesini gösterdiğinde, gerçekten bu reformların hayata geçip geçmeyeceği takibine fırsat kalmadan, araya "silahlı güçler" girince, Suriye'deki rejim karşıtı muhalefet farklı bir mecraya sürüklendi.
Şimdi burada tartışılması ve sorgulanması gereken bu yeni "şiddet dalgası"dır.
Bazıları bu dalgayı, "zalim ve diktatör bir rejimi yıkmaya yönelik meşru bir silahlı direniş" olarak görebilir ve savunabilir. Dünyanın her hangi bir ülkesinde, zalim ve diktatör bir rejimi yıkmaya yöneli bir muhalefet varsa, orada siyasi muhalefetin yanında askeri bir direniş de olabilir. Ancak, askeri direniş, siyasi muhalefetle bir şekilde insicamlı ve ülkedeki hedeflenen siyasi projeyi gerçekleştirmeye yönelik hikmetli bir mücade olur.
Suriye'deki "silahlı mücadele" bu şekilde tanımlanabilir mi?