"Nurlu Pazularıyla" Direnen Halk !
Zayıf hallerine, kıt imkânlarına ve mensubu oldukları ümmet tarafından az önemsenmelerine rağmen Filistin halkı adeta imkânsızı gerçekleştiriyor...
Habib Ebu Mahfuz
"Filistinli Şehidler Yeniden Doğuyor"
İslamî Direniş Hareketi (Hamas)'ın askeri kanadı İzzeddin El-Kassam Tugaylarının Batı Yaka'daki komutanı Abdullah El-Kavasimi, 2003 yılında El-Halil şehrindeki El-Ensar Camiinde hayatındaki son yatsı namazını eda ettikten sonra, kendisini takip eden ve öldürmek için gelen Siyonist işgal ordusuna bağlı özel birlikle girdiği şiddetli çatışmada kahramanca direndikten sonra şehit oldu. Kassam komutanı El-Kavasimi'nin cesedini kaçıran işgal güçleri onu şimdiye kadar Rakamlar Mezarlığında tutuyordu. Nihayet Mısır gözetiminde yapılan anlaşma çerçevesinde 98 şehidin cesedi ile birlikte onun cesedi de iade edildi. El-Kavasimi'nin eşi büyük bir vakar ve izzet içinde "Şehit olduktan dokuz sene sonra eşim Abdullah El-Kavasimi'yi bana ve çocuklarıma gösteren Allah'a hamd olsun" diyordu.
Evet şehitler yeniden döndü. Cesetler olduğu gibi duruyordu. Kanlar tazeliğini koruyor ve etrafa misk yayıyordu. İlahi kerametler ve onurlandırmalar sadece bu şehide mahsus değildi elbet. Hamas ve İslamî Cihad'a mensup birçok şehidin üzerinde bu ilahi inayeti, keremi ve kerameti görmek mümkündü. Bunlar feda eyleminde, düşmanla girdikleri birebir çatışmada veya suikast sonucu hayatı kaybeden şehitlerdi.
Filistin halkının gösterdiği direniş ve bu konuda ortaya koyduğu kahramanlıklar Siyonistler kadar bütün dünyayı da şaşırtıyor. Onlar bunu açıklamaktan aciz kalıyorlar. Yıllarca kuşatma altında bulunan ve dünyanın en yoğun nüfusuna sahip Gazze kendini özgürleştirmeyi ve dünyanın üçüncü ordusuna karşı yerel imkânlarıyla ve basit silahlarıyla karşı koymayı, düşmanı püskürtmeyi ve Arap Baharı için tohum ekmeyi başardı. Ektiği tohumlar önce Tunus'ta ürün verdi. Bununla savaşın seyrini değiştiren Gazze, Siyonistlerle onların arkasındaki Batı'nın bölgedeki projesini ilelebet engelledi.
Gazze'de bunlar olurken, Siyonist işgal zindanlarında bulunan Filistinli esirler ellerindeki tek silahları olan boş mideleriyle Siyonist zulme karşı direndiler ve çetin geçen direnişin ardından Siyonist cezaevi idaresi ile Siyonist istihbarat örgütleri esirlerin bütün taleplerini kabul etmek zorunda kaldı. Gazze'den Batı Yaka'ya geçmek isteyen Filistin takımı oyuncularından Mahmud Es-Sersek'in sürdürdüğü açlık grevinde üç ayı geride bırakması ise herkesi şaşırtıyor.
İşgal altındaki Kudüs'ün Silvan mahallesinde ise Filistinliler Siyonist işgalcilerin buldozerleri tarafından yıkılma tehdidi altındaki evlerinin önünde kurdukları çadırlarda, kendilerini Kudüs'e bağlayan asıl etkenin binalar olmadığına, bu halkı bu toprağa ve kutsal mekâna bağlayan asıl unsurun iliklerine kadar işlenmiş olan iman olduğuna dair düşmana mesaj vermek istiyorlar. "Allah'ın emri gelinceye kadar" böyle kalacaklarını ifade ediyorlar.
Zayıf hallerine, kıt imkânlarına ve mensubu oldukları ümmet tarafından az önemsenmelerine rağmen Filistin halkı adeta imkânsızı gerçekleştiriyor. Siyonist vahşet ve barbarlığa sabır, sebat ve bükülmeyen iradeyle karşı koyuyor. Kahramanlığın ne olduğunu, zafer ve başarının nasıl elde edileceğini öğrendikleri medreseler inşa ettiler. Buradaki başarıları ilahi mucizelerden öteye bir şey değildir. Siyonist işgal değirmeninin içinde öğütülmesine rağmen direniş gösteren ve şehadete koşan bu halk, hayatında olduğu kadar ölümünde de bir harika.
fiem