Muhammed Es-Seruci

Mısır istihbarat şefi ve devrik Cumhurbaşkanı Hüsni Mübarek'in yardımcısı Ömer Süleyman'ın ölümü üzerindeki tartışmalar sürüyor. 25 Ocak'ta Mısır'da başlayan devrimi sabote etme ve başarısız kılma umuduyla Cumhurbaşkanı Mübarek'e yardımcı yapılmıştı. Ancak bunda kendisi başarılı olamadığı gibi, Mübarek ve ardından rejimi düştü. Sonra adam ortadan birden kayboldu. Seçimler gündeme gelince yanında Hazım Ebu İsmail ve Hayret Eş-Şatır'la birlikte siyasi arenaya çıkıp seçim maratonunu katıldı. Birçoğu kendisinin İsmail ve Eş-Şatır'ı devre dışı bırakmak için görevlendirildiğini belirtiyordu. Mursi'nin seçimleri kazınmasının ardından ailesini alıp Dubai'ye gitti. Daha sonra haber alamadığımız Süleyman'ın ölüm haberiyle uyandık.

Konuyla ilgili bazı tespitler:

Evet, ölüm her canlının varacağı sonuçtur. Ancak büyük kişilerin özellikle istihbarat alanında çalışan kişilerin ölümü normal vatandaşlarınki gibi olmuyor. Çoğu zaman birçok soruyu da beraberinde getiriyor bu kişilerin ölümleri.

* Ömer Süleyman'ın ölümünün geçirdiği bir ameliyatın ardından veya bir sağlık problemi neticesinde olması mümkündür. Ancak istihbarat biriminin başında bulunan ve Mursi'nin seçimleri kazanmasına rağmen Mübarek'in kurduğu rejimin başköşesinde oturmaya devam eden bir adamın yaşadığı sağlık probleminin Mısır basınından gizli kalması hiç de makul değildir.

* Adamın ölümüyle ilgili verilen haberlerin Suriye Ulusal Güvenlik Binasının havaya uçurulduğu haberinden hemen sonra verilmesi boşuna değildir. Suriye'de dönüm noktası olabilecek bu olaydan birkaç saat sonra Süleyman'ın Amerika'da öldüğü haberinin duyurulması ilginçtir. Gelen haberlerde onun Şam'dan tedavi için Amerika'ya gittiği notu düşülüyordu.

* Süleyman'ın Suriye'de öldürüldüğü haberi doğruysa bu birinci derecede ulusal bir felaket olur ve Mısır'da önemli yerde bulunan yüksek düzeyli birçok kişiye ihanet suçu isnat etme yolunu açar. Daha zor ve acı olanı, Amerika ile Siyonistlerin bölgedeki projelerinin bir parçası olan Mübarek rejiminin adamları, ülkede hemen hemen eski rejim dönemindeki yoğunlukta çalışıyor. Bu da ikinci bir devrimi zorunlu kılıyor.

* Ölüm kara kutu mesabesindeki adamla birlikte birçok sırrın da gitmesine neden oldu. Adam bir şirket müdürü değildi; o Mısır gibi bir ülkenin milli istihbarat şefiydi.

* İslami akımlara özellikle de Müslüman Kardeşler'e karşı sürekli pusuda olan ve onları karalamak için her fırsatı değerlendiren Mısır'daki laik kesim adamın ölümünden sonra Müslüman Kardeşler Cemaati'ne insafsız ve ahlaksız saldırılarını sürdürecektir. Adamın onların öfke ve kinlerini dindirmeden gitmesine üzüntüleri ise çok fazla olacaktır.

Sonuçta herkes gibi Ömer Süleyman da gitti. O da başkası gibi yaptıklarının hesabını Allah'a vermek üzere öbür dünyaya gitti. Ancak önemli olan kişinin amel defteridir. Acaba onun defteri istihbarattaki karanlık çalışmaları gibi siyah mı, yoksa farklı renkte mi olacak onu ise biz bilemeyiz.

fiem