Husam Ed-Ducni

 

Özgürlerin Vefası adıyla tarihe geçen Hamas ve işgal rejimi arasındaki esir takası anlaşmasının ikinci yıl dönümünde, bu anlaşmaya zemin hazırlayan büyük operasyonda şehit olan Hamid Er-Rantisi ve Hamid Feravine ile Şalit’in esir alınmasıyla sonuçlanan bu kahramanlık dolu eyleme iştirak edenleri hatırlamamız gerekir. Yine tarihin çokça kendisinden bahsedeceği eylemin komutanlarından biri daha var ki işgal rejimi ondan bahsetmese de o şehit olarak Rabbinin Adn cennetlerine uçmuştur. O, şehit komutan Cemal Ebu Semhedane’dir.

 

Yine kulaklarımızdan hiç çıkmayan şu sözlerin sahibini de yâd etmek vefa borucudur. Anlaşmanın mühendisi olarak karşımıza çıkan ve “Hamas için bugün çok mutluyum ve umutluyum. Onun için bir korkum yok. Çünkü çok güçlü bir ordu kurmuştur. Özgürlerin Vefası anlaşmasıyla Allah beni fazlasıyla mutlu etmiştir. Ben Rabbime razı olmuş ve razı etmiş olarak dönmeyi umuyorum” kelimeleriyle Rabbine varan, işgalciyle dolaylı görüşmeleri yıllarca sürdüren Filistinli görüşmeci büyük komutan Ahmed El-Ca’beri’yi de anmamız gerekir.

 

Özgürlerin Vefası esir takası anlaşması kelimenin tam anlamıyla bir kazanım mucizesidir. Çünkü bu konuda görüşmelere katılanlar, Filistinli tarafın daha önce yaptığı görüşmelerden farklı bir tarz, kart ve tutum göstermiştir. Bu konuda görüşmelere katılanlar, büyük bir halkın sahip olduğu bütün güçlü kartları değerlendirmiş ve Allah’ın muvaffakiyetini öncelemiştir. Allah’ın yardımı ve muvaffakiyeti ve ardından mücahitlerini kararlı tutumu olmasaydı bu anlaşma başarıya ulaşmazdı.

 

Peki, bu anlaşmayı meydana getiren mucizeler neydi?

 

Birinci mucize: Yönetimle direnişi bir arada tutma basireti

 

İşgal rejimi İsrail’in müttefiki olan ABD’nin hükmettiği tek kutuplu bir dünyada ve Arap rejimlerinin tarihin en zayıf görünümünü sergiledikleri bir süreçte Hamas hareketi 2006 yılında yapılan seçimlerde rakiplerini ezip geçti ve seçimi ezici bir çoğunlukla kazandı. Seçimlerin ardından işgalci İsrail’e karşı yönetim ile direnişi bir arada tutacağını ilan etti. Kimilerine göre bu olgunlaşmamış, genç ve acemi bir siyasi tutumdu. Ancak birinci mucize, Filistin direnişinin bunu başarmasıdır. Hamas hükümeti yemin ettikten üç ay sonra Şalit’i esir alma operasyonu meydana geldi.

 

İkinci mucize: Siyonist işgal askerlerine karşı yapılan ve Şalit’in esir alınmasıyla sonuçlanan operasyon

 

Bu operasyon plan ve uygulama açısından tam bir mucizedir. İşgal rejimi İsrail’in direniş güçlerinin hep yer üstünde operasyon yapacağı düşüncesinin aksine ve işgal ordusuyla Şabak’ın Gazze sınırındaki askerlerine sürekli uyarılarda bulanmalarına rağmen, mücahitler bu operasyonda uzun bir tünel kazıp işgal askerlerini arkadan çevirdi. Mücahitler, ikisini öldürdükten sonra birini de esir alıp geri döndüler.

 

Neticede Şabak ve işgal ordusu yapılan eylem karşısında başarısız kaldıklarını itiraf ettiler.

 

Operasyona katılan mücahitler 28 dakika gibi kısa bir süre içinde eylemi yapıp Şalit’i esir alarak geri döndüler.

 

Üçüncü mucize: İşgal ordusu askeri Gilat Şalit’in uzun süre gizli tutulması

 

Burada üçüncü bir mucizeden bahsetmek gerekir. O da yeni yüzyıldaki direniş hareketlerinin en büyük güvenlik başarısı olmasıdır. Çünkü Hamas hareketi esir aldığı işgal askerini 365 kilometrekarelik dar bir alanda çok güçlü sayılan işgal rejiminin Mossad, Şabak ve Aman istihbarat teşkilatlarıyla, onlara yardım eden uluslararası istihbarat teşkilatlarından saklayabilmeyi başardı. Bu muhteşem bir kazanımdı. Ama asıl mucizeyi, işgal rejimi İsrail’in Şalit’in yerini bildirenlere vereceği on milyon dolarlık bir parayı reddeden ve bu konuda Hamas ve direnişten yana tavır gösteren Gazze halkı gösterdi. Her türlü kuşatma ve fakirliğe rağmen direndi ve sabırlı davrandı bu halk. Bu konudaki başarı Gazze halkının eşiği geçip özgürlüğe kavuşanlarla yakınlarının yüzlerine yansıyan sevinci görmesini sağladı.

 

Dördüncü mucize: Mısır gözetiminde Hamas hareketiyle işgal rejimi arasında sürdürülen takas görüşmeleridir

 

Dördüncü mucize Hamas hareketiyle işgal rejimi arasında Mısır gözetiminde sürdürülen görüşme ile bu görüşmeye katılanların karakteri olarak karşımıza çıkıyor. Görüşme maratonunda iki husus karşımıza çıkıyor. Birincisi, Filistinli görüşmeci tarafın Şalit’i elinde bulundurmakla güçlü bir karta sahip olduğunun farkında olması; ikincisi, aynı Filistinli görüşmecinin işgalcinin güvenlik mantığını kavrayarak olayları okuması ve uzun süre sabretmesidir.

 

Beşinci mucize: Teslim ve tesellüm

 

Aynı dakika ve hatta saniyeler içinde onlarca Kassam Tugayı mücahidi yerlerinden çıkıp aynı renk ve markadan olan otuz araçla, işgal rejiminin hava gözetimini dehşete koyacak şekilde karmaşık bir operasyon içinde Şalit’i teslim etmeye hazırlandı. Profesyonel bir orduyu andırıyorlardı. Bununla işgal rejiminin teknolojik askeri istihbaratına üstün gelebilmeye kadir olduklarını göstermek istercesine, hilekar ve düzenbazların yararlanacağı bir gedik bırakmadan Şalit’i teslim operasyonunu başlattı. Anlaşma üzerine Kassam Tugayları Şalit’i en ufak bir aksama olmadan Mısır istihbaratına teslim etti. Bununla Özgürlerin Vefası esir takasının ilk aşaması gerçekleşti ve Hamas hareketinin tarihine büyük bir kazanım olarak geçti.

 

Altınca mucize: Özgürleri karşılama tablosu

 

En son mucize ise, Batı Yaka ve Gazze halkının özgürlüğe kavuşan esirleri karşılarken gösterdiği tablodur. Tablo, Filistinli grupların kucaklaşan görüntülerini, ulusal kazanımı selamlayan sloganlarını yansıtıyordu. Güzel bir tablo doğrusu. Halk siyasilere verdiği mesajda ulusal birlikle uzlaşının bir halk talebi olduğunu, uzlaşının hayata geçirilmesi için siyasi ortamın bulunduğunu ve siyasilere düşenin ise sadece adım atmak olduğunu gösterdi.

 

Özgürlerin Vefası anlaşmasıyla meydana gelen bu mucizeler bundan sonra Filistin’in yol haritası ve ulusal stratejinin de kilometre taşları olacaktır.