ÖZGÜRLÜK ÇAĞRISI (!)

ÖZGÜRLÜK ÇAĞRISI (!)

Suriye'de Baas rejimini, acımasız bir mafya düzenini yıkarken etnik ve mezhep eksenli sonu gelmez düşmanlıkları hatta işgali göze almalı mıydık ?

Bazen kimin haklı kimin haksız olduğunu ayırmak zordur. Kimlerin neleri kazandığını, neleri kaybettiğini hesaplamak zordur. Hesaplar karışır, kazanılmış gibi görünen şeyler bir süre sonra büyük kayıplar olarak önümüze dağ gibi yığılır. İşte o zaman, haklı olmanın ya da haksız tarafta yer almanın anlamsızlaştığı zaman olur.

Özgürlük istiyorsak, adalet ve refah istiyorsak, onurla yaşamak istiyorsak haklıyızdır. Durduğumuz yer de, akıttığımız kan da, ödediğimiz bedel de değerlidir, kutsaldır. İnsan olarak, toplum olarak bu bedeli ödemeden hiçbir yere varamayacağımızı biliriz. Bu yüzden, daha iyiye ulaşmak için kendimizi feda eder, canlarımızı veririz. Ama bu yolda yakıp yıktığımız, kırıp döktüğümüz şeylerin hesabını yapmazsak, bedel öderken daha büyük kayıpları çağırırız. Ya da; haklı ve haksız olmanın dışında üçüncü bir gerçekle yüzleşiriz. İki tarafın da ağır zayiat vereceği bir gerçektir bu.

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ