Polis-El Kaide İşbirliği

Polis-El Kaide İşbirliği

Bülent Orakoğlu DHKP/C - Esed ilişkisini ve CHP'nin El Kaide gafını yazdı.

Polis-El Kaide işbirliği
 
Türkiye, Ak Parti'nin iktidar olduğu 2002 yılından başlayarak günümüze kadar ''askeri vesayet mekanizmalarının'' bitirilmesi ve ''millet iradesinin'' tecelli etmesi yönünde siyasi iradenin açıkça ortaya konduğu demokrasinin sürekli geliştiği bir dönemi yaşıyor.
 
Bu süreç, bölgesinde ve dünyada yeni ve güçlü bir Türkiye perspektifini, demokrasi, insan hakları ve özgürlüklerini öne çıkaran reformlar ile taçlandırılmış bir devre işaret ediyor.
 
Ancak demokrasi karşıtı bazı marjinal TV ve gazeteler ile muhalefet partilerinin dış politika, demokratik reformlar ile çözüm süreci başta olmak üzere vesayetçi yapının sonlandırılması endişesi ve oy kaygısıyla Ak Parti'yi ve Başbakan Erdoğan'ı kıyasıya eleştirdikleri görülüyor.
 
Bu konuda en büyük destekçilerinin de Suriye rejiminin eli kanlı diktatörü Esed olduğu anlaşılıyor. Esed ile yapılan röportaj ve söyleşilerde, TC Başbakanı'na hakaret edilmesine sessiz kalınması bir yana, ayrıca bu skandal haber büyük gazetecilik olayı olarak kamuoyuna sunuluyor.
 
Esed'in röportajda Başbakan'a hakaret ederken CHP'yi övmesi Kılıçdaroğlu'nun yeni CHP'sinin milli iradeden kopmuş içler acısı halini ortaya koyuyor.
 
Üstelik DHKP/C ile organik ilişkisi bulunan Grup Yorum, Lazkiye'de dev Esed posteri altında Suriye rejiminin kanlı diktatörüne destek konseri veriyor. Grup Yorum ile CHP medyası ve bazı milletvekillerinin irtibatta olduğu yönündeki iddiaların araştırılması da elzem görünüyor.
 
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun eleştiri sınırlarını aşan 'Esed yanlısı'' tutum ve davranışları, Türk Polisi'nin kurumsal kimliğine yönelik iftiraları sabırları zorlayan marjinal açıklamaları başta güvenlik güçleri olmak üzere kamuoyunda tepkilere neden olmaya devam ediyor.
 
Kılıçdaroğlu, Ankara Dikmen Polisevi ve Emniyet Genel Müdürlüğü binasına DHKP/C'li militanlarca yapılan çifte roketatarlı saldırılar ile ilgili olarak ''Polisevine yapılan saldırı iğrenç bir tezgah'' açıklaması kafalarda soru işaretlerine neden olmuştu.
 
DHKP/C terör örgütünün arkasındaki yerli ve uluslar arası derin güç odaklarından Kılıçdaroğlu'nun haberi olmaması mümkün mü? Eğer kendisi bu konuda bilgilendirilmiyorsa aşağıdaki satırları okumasını tavsiye ederim.
 
''DHKP/C terör örgütü 1994 yılında Şam'da Mihraç Ural ve Suriye gizli servisi Muhaberat'ın kontrolünde Dursun Karataş tarafından kuruldu. Örgütün Suriye'de Mart 2011'den bu yana devam eden çatışma sürecinde, Türkiye'de kaos ve istikrarsızlık yaratma amacıyla yeniden aktifleşerek yaptığı eylemler ve finansının Esed Rejimi tarafından kotarıldığı yönünde güçlü veriler istihbarat birimlerimizce elde edilmiş bulunuyor.''
 
Kılıçdaroğlu'nun son gafı ise, Reyhanlı saldırılarını El-Kaide bağlantılı İŞİD adlı örgütün üstlendiği iddiaları üzerine, ''hem hükümetin hem emniyetin El-Kaide ile işbirliği içinde olduğu'' yönündeki akla ziyan suçlamaları oldu.
 
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun bu iddia karşısında ana muhalefet partisi olmanın gerektirdiği sorumluluk anlayışı içinde hareket etmediği, İçişleri Bakanlığı veya Emniyet Genel Müdürlüğü'nden bilgi almadan, olayı araştırmadan hükümeti ve polisi El-Kaide ile işbirliği yapmakla suçlaması siyasi etik açısından hatalı bir açıklama olmuştur.
 
İddiaları ilgili makamlara sorması halinde, yapılan haberlerin yalan ve maksatlı olduğu, haberi yayınlayan internet sitesinin Esed rejimi yanlısı taktik ve stratejilerini tüm detayları ile öğrenebilecek ve yanlışa düşmeyecekti.
 
Aslında bu minvalde yapılan suçlamaların, Türkiye'ye ve hükümete karşı uluslar arası bir komplo olarak Esed Rejimi tarafından üretilip, Rus gizli servisleri aracılığıyla CIA ve Pentagon'a iletilerek Suriye'ye yapılacak müdahalenin önünü kesmeye yönelik kara propaganda içeren psikolojik harp uygulaması olma ihtimali yetkililerce asla gözardı edilmemelidir.
 
Medyada bu yönde çıkan haberler ve köşe yazılarının bir kısmının Ak Parti Hükümeti'ni yıpratma ve uluslararası ilişkilerini zedeleme ve imajını bozmaya yönelik propaganda olma ihtimalinin araştırılması ülke menfaatleri açısından önemli bir durumdur.