Kemal Kemahlı

HASSAS DÖNEMDE SORUMLU DAVRANMAK

Bismillah.

Bu yazımda ilk olarak terör örgütünün Gaziantep'te gerçekleştirdiği menfur saldırıyı tüm kalbimle lanetliyorum. Bu üzücü hadisede hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet yaralılara da şifa niyaz ediyorum.

Terör örgütünün esasında bu patlamayı Şanlıurfa'da gerçekleştirmek istediği fakat daha sonra değişik sebeplerle Gaziantep'e yöneldiği yetkililer tarafından açıklanmış bulunuyor. Peki PKK daha doğrusu bu terör örgütünü yönlendiren başta İsrail ve ABD olmak üzere şer güçler, neden bu saldırının Şanlıurfa ve Gaziantep'te olmasını istediler ?

Bu sorunun cevabı Suriye ile ilintili. Malum olduğu üzere iki ilimiz de Suriye sınırında ve iki ilimizde de on binlerce Suriyeli mülteci ya kamplarda ya da akrabalarının yanında barınmakta . Ayrıca başta ABD olmak üzere batılı şer güçler, Türkiye'yi Suriye'ye müdahale etmesi ya da en azından tampon bölge oluşturması konusunda on beş aydan beri sıkıştırmakta. Ak Parti iktidarını bu konuda tam anlamıyla ikna edemeyen Batılılar , PKK'ya yaptırdıkları eylemlerle hükümeti ve kamuoyunu Suriye'ye müdahale konusunda hazır hale getirmeye çalışıyorlar.

Maalesef ABD ve şeriklerinin bu uğursuz planına Ak Parti içinden bazı isimler de bilerek veya bilmeyerek destek veriyor. Gaziantep patlamasının üzerinden henüz bir iki saat bile geçmeden ve elde hiçbir delil yokken , '' Bu olayı PKK ve Muhaberat birlikte planlamıştır'' şeklinde yaptıkları sorumsuz açıklamalarla yangına körükle gidiyorlar. Halkımız ise Baas rejiminin uygulamalarını ve varlığını kabul etmemekle birlikte, ülkemizin Suriye ile savaştırılmasına şiddetle karşı çıkıyor.Ortadoğu'da oynanan şeytani oyunu görüyor. Yapılan kamuoyu yoklamaları bunu açıkça ortaya koyuyor. Suriye sınırındaki illerde yaşayan halk ise savaşın adını bile duymak istemiyor.

Bu arada Gaziantep saldırısından sonra İranlı milletvekili Hüseyin Nakavi'nin Türkiye – Suriye ilişkileri ile ilgili yaptığı yorumlar bu saldırı ile ilintilendirilerek gündeme getirildi. Söz konusu milletvekilinin açıklamaları medyamızda geniş yer buldu ve tepki topladı. Bendeniz de bu milletvekiline olan tepkimi İran İslam Cumhuriyeti'nin Ankara Büyükelçiliğinin üst düzey yetkililerine ve Türkiye'de görev yapan İranlı basın mensuplarına ilettim. Açıklamanın talihsiz , yersiz , gereksiz , zamansız ve nahoş olduğunu vurgulayarak kınadığımı belirttim. Elçilik yetkilisi de bu açıklamayı kendilerinin de tasvip etmediğini , İran'ın resmi görüşünün İslam İnkılabı Rehberi , Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı tarafından açıklanabileceğini, on yıllardan beri terörün kurbanı olan İİC ve İran milletinin Türkiye Devleti'nin ve milletinin acısını çok iyi anladığını ve bu acıyı paylaştığını ifade etti.

Bilindiği gibi çok hassas bir dönemden geçmekteyiz. Herkes bin düşünüp bir konuşmalı. Özellikle İslam ülkelerindeki siyasiler ve medya mensupları açıklamalarına ve yayınlarına çok dikkat etmeli. Müslüman ülkelerin arasını açmak için fırsat bekleyen Siyonist mahfillere ve müstekbirlere fırsat vermekten özenle kaçınılmalı.

Bu arada ülkemizde ' pireyi deve yapan' bazı medya kuruluşlarına da bir çift sözüm var : Arkadaşlar! İranlı milletvekilinin talihsiz açıklamasını büyüterek kamuoyuna verip ' bir kaşık suda fırtına koparmanızı ' kınıyorum. Başta ABD Büyükelçisi olmak üzere ABD'li üst düzey yetkilileri neredeyse ''Türkiye Aşığı '' olarak kamuoyuna pazarlamaya çalıştığınız bu günlerde, İran aleyhinde oluşturduğunuz olumsuz tablo ile ne kadar gurur (!) duysanız azdır. Ayrıca ne kadar uğraşsanız da Ricciardone'den bir evliya (!) çıkaramazsınız . Milletimiz bu numarayı yemez. Artık devir değişti. Halkımızın yeni '' Sarı Hocalara'' karnı tok.

Öte yandan tam bu yazıyı bitirirken ajanslara düşen bir haberin , Ortadoğu'da oynanan oyunun ne kadar büyük olduğunu göstermesi açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum. İngiliz Telegraph Gazetesi'nde yer alan haberde, Ayetullah Hamanei'nin Kudüs Tugaylarına başta Türkiye olmak üzere bazı ülkelerde saldırılarda bulunma emri verdiği iddia edilmekte . Bu gazetenin Siyonizmin hizmetinde olduğunu, geçmişte de İran , Türkiye ve İHH aleyhinde asparagas haberlere imza attığını herkes biliyor. Fakat buna rağmen medyamız en muhafazakarından en liberaline kadar bu habere de balıklama atlamış . Fırsat bu fırsat İran'a vurmak için beylere iyi bir malzeme (!) çıkmış. Görüldüğü gibi oyun çok büyük, müstekbir güçler İran'ın etrafını boşaltma faaliyetine tam gaz devam ediyorlar. İşin acı olan tarafı ise, '' Suret-i Hak'tan'' görünenlerin Siyonist ve Emperyal güçlerin değirmenine su taşımaları.