Robert Fisk, Suriye'yi Sorguluyor

Robert Fisk, Suriye'yi Sorguluyor

YouTube, Rus yapımı zırhlı aracın Humuss sokağına binlerce kurşun yağdırdığı bir video ve elleri arkasında bağlanmış, öldürülmüş yarı çıplak bir Suriyeli’nin Humus’ta bir sokakta yattığını gösteren bir resimle geri geldi. Fakat kim öldürmüştü?

Robert Fisk / Star
Esad yalnız kendi tankları ona karşı çıkarsa gider
 
Bu ayın başlarında Şam'da, Suriye devlet televizyonu Suriye'deki olaylar ile ilgili benimle röportaj yapmak istedi. Oldukça heyecanlanarak kabul ettim; sunucuya söylediklerimin hepsinden hoşlanmayacağını vaat ettim fakat aynı zamanda, biraz Fisk şantajı yaparak, sansürlenmiş sözlerimin The Independent okuyucularına aktarılacağı konusunda uyardım. Röportaj gerçekleşti ve Başkan Beşar Esad'ın "zamanının hızla tükendiğini" söyledim. Arap halkları, diye ekledim, artık çocuk yerine konamayacaklar; Suriye'de silahlı bir direniş açıkça rejimi devirmek için harekete geçmişti. Yabancı muhabirlere, bir sürü YouTube videosunda protestocuların vurulduğunun gösterildiği Homs ve diğer yerleri ziyaret etme izni verilmeliydi. Bana daha sonra çevirinin zamanında bitirilemediği söylendiğinde, olağan şüpheciliğimle gülümsedim.

***

Fakat neredeyse inanılmaz biçimde, röportaj Suriye devlet televizyonunda hakkıyla yayınlandı ve beni son derece şaşırtarak neredeyse kusursuz bir altyazı kullandılar. Ve Esad'ın "zamanının hızla tükendiği" şeklindeki yorum da buna dahildi.

Ne oldu? Bu Başkan tarafından onaylandı mı? Veya bu, hükümetin veya diktatörlüğün bir bölümünün iç savaşın ne kadar ciddi bir hal aldığı konusunda şüphe duymadıklarını göstermek için miydi? Bilmiyorum. Ve Ortadoğu kristal kürem yıllar önce kırıldı. Tehlikeli bir tahminde bulunacağım: Esad'ın zamanı hızla tükeniyor fakat Dışişleri Bakanlığı'na ve Washington "tink tanklarına"* (ben onlara o adı verdim), BM veya Arap Birliği'ne inanmayın. Henüz gitmiyor.

Bu hafta Ürdün Kralı Abdullah'ın, BBC'ye güya söylediği Esad'ın "istifa etmesi" gerektiği yönündeki sözleri bile basın ve televizyonlar tarafından azıcık çarpıtıldı. Aslında söylediği şuydu: "Eğer ben Esad olsaydım, istifa ederdim." Bunların ikisi çok farklı şeyler. Röportajın daha da önemli kısmı ise Esad istifa ederse ve aynı "sistem" (örneğin Baas partisi) yerine geçerse, problemin çözülmeyeceğini söylediği o bölüm. Bu arada, bugüne kadar verdiklerinin en iyilerinden biri ve ben majestelerinin hayranı değilim. Oldukça doğru. Ve Kral Abdullah'ın sözleri ile, Esad'ın belki de hala inisiyatifi eline alıp yeni anayasa, politik çoğulculuk, gerçek demokrasi gibi güzel sözlerini yerine getireceği yönünde zayıf bir umut olduğunu düşündüm. Batı'nın Esad'ın istifasının eli kulağında olduğu yönündeki görkemli tahminleri kesinlikle umutsuzca iyimser ve yerdeki gerçeklikten çok YouTube videolarına dayanıyor.  Doğru, Suriye ordusundan firar edenler var. Fakat devrimleri Kalaşnikof AK-47lerle kazanamazsınız. Ancak bir tank ünitesi veya iki general -Libya usülü- firar ederse, bunun gerçekleşme ihtimali var. Ve şimdiye dek, firar eden yok. Esad, Kaddafi değil.

***

Ayrıca, Rusya'nın askeri desteği sona ermeyecek. Rusya ve Çin, BM Güvenlik Konseyi'nin Suriye'yi kınayan kararını veto ettikten yalnız dokuz gün sonra, federal Rusya askeri işbirliği servisi ortak genel direktörü Viatcheslav Djirkaln "Suriye'ye silah gönderilmesi konusunda hiçbir kısıtlama olmayacağını" söyledi. Ruslar tabii ki "sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerinden" bahsediyorlardı.

Bu da şaşırtıcı değil. Gerçek şu ki Rusya bir zamanlar Libya'ya silah temin eden tek ülkeydi; Batı'nın 1974'teki silah ambargosundan sonra, ülkede 3500 danışmanı varken, Albay Kaddafi'ye savaş jetleri, firkateynler, tanklar ve uçaksavar sistemleri satıyordu. Gemileri Trablus deniz üssünde yakıt alabiliyordu. Şimdi ise ölmüş ve nefret edilen rejimle bağdaştırılıyor. Rusya, Libya Ulusal Geçiş Konseyi'ni tanıyan ülkeler listesinde 73. sıradaydı.

Şimdi ise Suriye şehri Tartus, Akdeniz'de Rus donanmasına 24 saat açık olan tek limanı barındırıyor. Tartus olmadan, denizdeki her Rus donanma aracı, ihtiyaç duyduğu her somun, vida ve sigara için İstanbul Boğazı'ndan geçerek Odessa'ya dönmek zorunda kalırdı. Denildiği gibi, arkadaşların birbirlerine ihtiyacı vardır.

Arap Birliği'nin açığa alma tehditi gerçekten önemli mi? Sanırım değil, fakat açıkça Suriye Dışişleri Bakanı Walid Muallim çok farklı düşünüyor. Birliğin, Suriye'yi tehdit ederek "son derece tehlikeli bir adım attığını" ve ABD'nin Birliğin kararını desteklemesinin "kışkırtma" olduğunu söyledi. Silahlar Suriye şehirlerini terk etti bile; mahkumlar serbest bırakılıyor, silahlı isyancılara ise af öneriliyordu. YouTube, Rus yapımı zırhlı aracın Humuss sokağına binlerce kurşun yağdırdığı bir video ve elleri arkasında bağlanmış, öldürülmüş yarı çıplak bir Suriyeli'nin Humus'ta bir sokakta yattığını gösteren bir resimle geri geldi. Fakat kim öldürmüştü?

Şimdi bir şey net. Büyük sivil kayıplar bir yana, rejim karşıtları bile şimdi Esad'ın silahlı bir isyanla karşı karşıya olduğunu itiraf ediyorlar. Bu aslında rejimin reklamını yaptığı bir mit olabilir, fakat canavar artık doğdu. Esad karşıtı aktivistler şimdi açıkça "silahlı isyancılardan" bahsediyorlar. Üç gün önce Deraa'da 16 sivil öldürüldü. Fakat aynı gün aynı şehirde 15 asker de öldürüldü. Onları kim öldürdü? Bilmemiz gereken bu.

* Think tank (Beyin takımı) ile ilgili bir kelime oyunu.