Mehmet GÖKTAŞ
Saldırgan Kuduzlar Kaybetti Direnenler Kazandı!
Hiç kimse boş yere kem küm etmesin, eğip bükmesin, meseleyi başka taraflara çekip götürmeye yeltenmesin,
Direnenler kazanmıştır. Unutmayalım kazananların başında canlarını mukaddesleri için veren şehidler gelmektedir.
Evet, Filistinli Müslümanlar kazanmıştır, Kudüs’ün yiğit gençleri, Kudüs’ün o efsane çocukları kazanmıştır, kadınları ve kızları kazanmıştır, Mescid-i Aksa’nın şerefli muhafızları kazanmıştır, evlerini yurtlarını ve vatanlarını savunanlar kazanmıştır.
Sonra, onları dünyanın dört bir yanında dualarıyla destekleyenler kazanmıştır.
Uzaklardan da olsa onlarla birlikte yürekleriyle Mescid-i Aksa nöbeti tutanlar kazanmışlardır.
Bulundukları noktada Kuduz Sürülerinin saldırılarını protesto edenler kazanmıştır. Vicdan sahipleri kazanmıştır, insaf ve merhamet sahibi olan herkes kazanmıştır.
Ve saldırıları başlatan Kuduz Sürüleri kaybetmişlerdir. Çünkü hedeflerine ulaşamamışlardır. Sonunda ateşkes ilan etmek zorunda kalmışlardır. Yakmışlardır, yıkmışlardır, katliamlar yapmışlardır ama hedeflerine ulaşamamışlardır.
Peki, şu Saldırgan Kuduz sürüsü ve destekçilerinin kendi aralarındaki zafer paylaşımına ne diyorsunuz? Bir anlamda haklılar, zafer kazandılar çünkü onların her biri çok daha büyük bir zilletten kurtuldular. Çok daha büyük bir rezaletten kurtuldukları için bunu bir kazanım olarak görmektedirler.
Bakıyoruz da züğürt tesellisi bir başarı illizyonu koyuyorlar ortaya, sonra da paylaşıyorlar; biri diyor ben ateşkes ilan ettim, biri diyor bunu ben teklif ettim, öteki diyor ben aracılık ettim.
Boşuna çabalamayın, kimseye yutturamazsınız, sizi ateşkese mecbur eden şeylerin başında dünyanın dört bir yanından yüzüne yağan tükürüklerdir.
Her şey bir yana, kuduzlukları, saldırganlıkları, faşistlikleri insanlığın önünde tescillenmiştir. Bunu gizlemek için harcadıkları her şey boşa gitmiş durumdadır.
Gökyüzünün lanetlediklerine demir kubbeleri ne yapabilirmiş gördüler. Gözlerinin rahatça uykuya varabilmesi için demir kubbelerin altında değil, yıldızlarla dolu gökyüzünün altında uyunabileceğini bir gün öğreneceklerdir.
Dünyanın bütün mazlumları Kudüs’ten esen bu rüzgarla az da olsa mutluluğu teneffüs etmişlerdir. Şimdi hepsi zalimlerin tam anlamıyla yerle yeksan olacakları günleri beklemektedirler.
Öyle ya, ucundan da olsa bunun gerçekleşeceğini görmüşlerdir.