Şehid Eşi Topçuoğlu: Hükümet Hükümsüzdür

Şehid Eşi Topçuoğlu: Hükümet Hükümsüzdür

Müslümanlar olarak özelde algı kıtlığından veya algı yanlışlığından kaynaklanan ciddi problemlere imza atıyoruz...

Çiğdem Topçuoğlu / Velfecr

Hükümet Hükümsüzdür

 Bu gün gündemimizde ne var? İslam mı? Yoksa;".

Şu anda Müslümanlar olarak içerisine düştüğümüz durum, zillet çukurunun tam orta yerinde olduğumuzu göstermektedir.

Sözüm ona sivil toplum kuruluşları adı altında yenilerde moda şekliyle platform oluşturarak bir takım Müslümanların bir araya gelip; kurum ve kuruluşları, STK'ları, dernekleri, grupları, yapıları" adına ortaya koydukları eylem tevhidi duruş/söylemleri ile çelişkiler arz etmektedir.

Bünyelerinde yapmış oldukları tefsir derslerinde siyer derslerinde fıkıh, hadis".. v.b derslerinde teb'alarına öğrettklerinin tersine, kendilerindeki algı şekilleri icraatta zıtlık gös termektedir.

"Tağuti sistem", "beşeri sistem", "seküler düzen" olarak dün mangalda kül bırakmayanlar, bugün faklı algılamalar adı altında; maalesef Müslümanlar bu sistemlerin yamacılığını yapmaya soyunmuşlardır. Müslümanlardan beklenen asla ve kat'a yamacılık değildir.

Merhum Şehid Seyyid KUTUP uğruna can verdiği aziz İslam davası için "İslam hiçbir bir beşeri sisteme yama olmayacağı gibi, hiçbir beşeri sistem ile de yamanamaz. İslam kendi başına ilahi bir sistemdir" der.

Müslümanlar Mü'min olmanın gereği olarak Allah'tan başka ilah olmadığının iman şuurundalardır olmalıdırlar.

Hiç kimseyi İslami çizginin dışında görüyor değiliz. Ötekileştirme derdinde asla değiliz. Ama yaratılışın geregi olarak; hata biz insanlara mahsustur, beşer şaşar diyerek şunu söylemek isteriz;

"Ey iman edenler! Allah'a ,Peygamberine, indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin" (Nisa 136)

İlgili ayetin açıklanmasında Elmalı Hamdi Yazır efendi derki: "Bunların bir kısmına iman ettiğiniz gibi hepsine de iman ediniz" İbni kesir de ,ibn ammarın meçhul sigasıyla "Bunlara ciddi olarak iman ediniz ""." der. Bundan dolayı da Müslümanların silkelenmesi gerektiğini düşünüyoruz.

İman edenlerin imana çağrılması belki böyle bir şeydir. Ciddiyet müslümanın Allah ile olan münasebetinin gereğidir.

Bu sözlerimiz, bazılarına farklı çağrışımlar yapabilır. Bilhassa yakın geçmişte meydana gelen negatif görüntüler bizim için birer dezavantaj oluşturabilir. Ne var ki, bu kimselerin yaptıkları yanlışları islama maletmek de katiyen doğru değildir.

"Kim Allah"ın indirdiği hükümlerle hükmetmez ise işte onlar kafirlerin ta kendileridir." (Maide 44)

"...Kim Allah"ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar zalimlerin ta kendileridir." (Maide 45)

Bu ülkenin sözde lider ve kanaat önderleri (!) tutum ve davranışlarında farklılık arz edebilirler. Ama asıl olan bütün farklılıklara rağmen tek kapı Kur"andır. Hakkın hatırı yücedir. O hiçbir şeye feda edilmemelidir. İctihad hatası yapabiliriz fakat Allah'ı ve Rasulünü feda etme gibi bir ölümcül hata edemeyiz.

Hangi metodu tercih edersek edelim, hangi yolda bulunursak bulunalım,tek istikametimiz Allah olmalıdır. Hangi konu olursa olsun mutabakat Allah'a ve Rasul'üne olmalıdır.

Farklı mulahazalarla farklı tercihlerde bulunulabilir. Fakat birilerini zemin ederek birşeyleri kullanmaya çalışanlar şunu unutmamalılar. "Büyük balık her zaman küçük balığı yutar".Basamak olarak görülenin basamağı oluna bilir.

Bizler Müslümanlar olarak baştan aşağı yanlış olanı doğrultma yerine kendi gündemimizi oluşturma ve kendi kelimelerimizle konuşma ergümanlarımızı edinmeye çalışsaydık, enerjimizi boşa harcamamış ve gerçekten faziletli bir iş yapmış olurduk. Kişisel çıkarım larımızla "yamacı" işgüzarlığımızdan da kurtulmuş olurduk.

Müslümanların algılarında mevcut hükümetin rejim içerisinde hangi isim ile hangi ad ile hangi sıfat ile yer alırsa alsın hükmü hükümetin İslam'da hükümsüz olması şeklinde algılanmalıdır. Yetiştrilmek istenen dindar muhafazakar nesil Amerikancı, humanist, kapitalist "bir nesil olacaktır..!

Bu hizmetkar (!) nesillerin sisteme olan maliyetleri, iktidar tarafından mevcut STK'lara sunulan engaje olma kırıntıları karşılığında; bu STK (!)ların halktan topluyarak sunacağı hizmet ile halledileceği/karşılanacağı aşikardır.

Müslümanlar olarak özelde algı kıtlığından veya algı yanlışlığından kaynaklanan ciddi problemlere imza atıyoruz.

Bugün Türkiyeli Müslümanlar olarak; gerek bölgesel , gerek küresel, gerekse Türkiye coğrafyası içerisinde sınırların içine dönük problemleri algılama noktamızda İslami olmayan fakat İslami zannettiğimiz cevaziyetlerimiz ile problemlere çözüm arayışlarımız yeni sorunlar yumağını beraberinde getiriyor.Kardeşlik davamız bu şekilde kan davasna dönüştürülüyor

Bizler, Müslümanlar olarak bütün dünyada, sistematik olarak tahakküm üreten, ırkçılık üreten, ötekileştirme üreten; sömürgeci, Avrupa merkezci bir dilin, söylemin, bilgi'nin,Amerikan dünya görüşünün, hayat tarzının ağır esaretinden kurtulmalıyız.

Kölelik zincirinden kurtulamamış zihniyet tarafından aşağılanıyor, taşralılaştırılıyor ve tarihin dışına itiliyoruz. Müslümanlar olarak tahakküm üreten bu dilin, söylemin, dünya görüşünün maskesini halen indirebilmiş değiliz, islam karşıtı 'dil' ile hesaplasabilmiş değiliz. Hesaplaşmak bir yana toplumlarımız Batı'ya ait kavramsallaştırmaları kanıksar hale gelme zilleti göstermektedir malesef"

Batı düşüncesinin vesayetinden kurtulmak ve İslami bir modelin hayatın ve tarihin somutlaşmasını sağlamak gerekir. Buda ancak bedel ile mümkündür.

Yaşadığımız yüzyılı tanımlayamamak, ihtiyaçlarına yanıt verecek bağlamda içerik üretememek aziz islamın değil ancak acziyet gösteren, izzeti ALLAH'tan başka yerde arayan algısal yanılmalar yaşayan zevatın eksikliğidir" Hiç abartmadan bugün bir bilinç felci yaşadığımızı söyleyebiliriz.

İslami bağlamda bilinç, bilgi, yorum üretmiyoruz. Tarih üretmiyoruz, eylem üretmiyoruz. Üretilenlerin tümüne maruz kalıyoruz, kimse yerinden kımıldamadığı sürece de maruz kalmaya devam edeceğiz.

İslam ümmeti olarak akla veda ettiğimiz gün tarihe de veda ettik.Tarih yazamaz hale gelip,üzerimize tarih yazdırır olduk. Yeniden tarih yazabilmek için yeniden islami akla dönülmesi gerekir. Vahiyle uzlaşmış bir akıl yaratılışa uygun yeryüzü hilafetini tekrardan ihya eder. Demokrasinin modern zamanlarda bir dekor olduğunu Müslümanların öğrenmesi gerekiyor.

Asıl büyük kararların sermaye tarafından verildiğini görüp,tam burada bu gidişata islami endişe taşıyanların stop demesi gerekiyor.Bunun rehberiyetide ,yol haritasıda elbette KUR'AN dır.

"İzzet ALLAH'ın dır, peygamberinindir ve mü'minlerindir"

Aziz ALLAH burada, aziz Peygamber (sav) burada, fakat Mü'minler nerede acaba?