Sen o türbanla çeneni kapa Özdemir İnce!

Kafa buluyorsun da bakalım biz sende kafa görebiliyor muyuz?

Senin o çenendeki top sakalı zıplarken sıvazlaman ne kadar özgürlükse, benim de ince virüslere karşı başıma kurdurduğum bu antivirüs programını sıvazlamam o kadar özgürlük...

Ki bu antivirüs programı örtü Rabbin ayetiyle kavileşir. İster kabul et, ister etme, ister yırtın ister damızlık satırlarınla izbehanenden türbana ince ayar çektiğini düşün, alçalmanın onuru dibe vuran kaleminin gölgesinden utanır.

Hürriyet gazetesi, kaosa kalkan elleri manşet saunasından geçirerek bugün Özdemir İncecikten yağan garabetin bir köşeye sığmayan örtülü hakaretleriyle köşe olacaksa Hürriyetle esaret arasında isim değişikliğine gitmeli.

DİN VE DEVLET AYRACI LAİKLİK

Bana birisi türbanın kitapta geçtiğini ispat etsin, diye buyurmuş yazısında Özdemir Hazretleri. Senin acizliğin ispat gerektirmeyecek kadar ortadaysa, kalemin de kazmayı aratmayacak kadar aleniyse ayetin hakikati de o kadardır. Türbanı gamalı haçlara benzetmen senin türban çarmıhında gerilme pozisyonları yaşadığının apaçık göstergesidir.

Geriliyorsunuz çünkü laiklik dediğiniz din ve devlet ayracına takılan türban sizin zihinsel özrünüzü kapayacak büyüklüğe sahip değil. Israrcısınız çünkü yazacaklarınızın alıcılarıyla oynandı.

Tahtınız artçı özgürlüğün taraf tanımaz gerçekliğiyle sallanıyor. Sen ki kallavi bilimin damağına yapışmış ilim irfan bülbülüsün, şakıdıkça dağıtıyorsun üstat ve başımızdan utanmamızı dikte ediyorsun tüh yahu yakıştıramamışsın da!

O DÖKTÜĞÜN NEDİR SENİN

İmam hatiplerin ülkeyi böldüğünü ve örtülülerin örtüsüzler üzerinde bir baskı oluşturduğunu, asfalt mı yoksa yazı mı döktüğünü anlamadığımız köşenden haykırmışsın...

Haykıramıyorsun da, sadece gereksizliği su yüzüne çıkmış vitrin ördekleri gibi debeleniyorsun. Aşağı düşmemek için alçaklığa sığınmak sizin gibi geriye dönük türban savaşçılarının taktiğidir.

Yıkanmadan okunmayacak yazılar yazmak milletin hakim değerlerinden rant çalıp oynamak senin gibi dinden başka yontulacak madde bulmayan ve bu maddenin katı-sıvı-gaz halinden buhar olup faydalanan köşe küfecilerinin işidir. Şunu aklıyla fikri arasında bağlantı sağlayamamış yüce beynine koymalısın ki hiç kimse türbanı yakıştığı için başına almaz. Diyelim ki aldım, sen bunu muaheze edecek hadde sahip değilsin. Sen savaşıyorsun, lakin bilmiyorsun ki kaybetmeyi kabullenmeyene futbol sahaları da savaş meydanı gibi gelir. Bu yüzden sayın İnce, sen ve senin gibi ayar fukaraları başörtüsü sorununu sevdi. Sevdiniz çünkü tek kale o!

Esra Elönü - Star Gazetesi