Şeriat Pergeli: Hz. Mevlana
"Canım tenimde oldukça Kuranın bendesiyim. Seçilmiş Muhammedin yolunun toprağıyım...
Sibel Eraslan / Star
"Canım tenimde oldukça Kur'an'ın bendesiyim. Seçilmiş Muhammed'in yolunun toprağıyım..."
"Pergel gibiyim; bir ayağımla şeriat üstünde sağlamca durduğum halde öbür ayağımla yetmiş iki milleti dolaşırım..."
Hamdullah Öztürk Beyefendi, Brezilya'daki İmaj Müzesi'nin ebru ve sema gösterilerinden bahsetti geçenlerde. Hikmet Barutçugil ve Esin Çelebi'nin, dünyanın öte yüzündeki kalabalıkları hayran bırakan icralarından sözetti. Rengahenk haliyle sırlı ebrunun, vecd timsali semanın, kalbi arayıştaki insanlara nasıl da muştu,
Hz. Pir'in Kuranı Kerim'in bendesi olduğunu hep hatırlayarak dönmek, tüm yerleri ve zamanları. Tevhide vasıl olmak, döndüğü halde sabitesi olan Kuranı Kerim'den hiç ayrılmadan...
Ahlaki bir özleyiş olan tasavvufu, Kuranı Kerim'in (Rabbin Sözü) desturundan koparmak, en başta tasavvufa karşı işlenmiş bir cinayettir oysa. Çünkü bu ayrıştırma, tasavvufun gayesi olan tevhide mugayirdir, onu orijininden, can damarından koparıp, tefrike (ayrılığa, bölünmeye, gurbete) mahkum etmektir... Mevlana'nın, tüm Divanı boyunca şikayet ettiği ayrılıktır bu...
Bugün ne yazıktır; tasavvuf adı altında neşet etmiş bazı çevreler, Kuranı Kerim'e yabancı hatta onsuz
Mevlana Celaleddin Rumi (vefatı 1273): Horasan'ın Belh şehrinde dünyaya geldi. İlk tasavvuf eğitimini aldığı babası, Bahâeddin Veled'dir. Mevlana, küçük yaşta babasıyla birlikte İslâm dünyasının çeşitli yerlerini dolaştı. Konya'ya geldi. Bahâeddin Veled Konya'da Altınapa medresesinde müderrislik yaptıktan sonra 1231 tarihinde vefat etti. Mevlana babasından sonra müderrislik yapmaya başladı. Muhyiddin İbnü'l-Arabi, Sa'deddîn-i Hammûye, Osmân-ı Rûmî ve Sadreddin Konevî ile uzun müddet sohbette bulundu. Meşhur eserleri: "Dîvân-ı Kebîr", "Mesnevî", "Fîhi Mâ Fîh", "Mecâlis-i Seb'a" ve "Mektûbât"tır. Şems-i Tebrîzî'nin Konya'ya gelmesi, Mevlana için bir dönüm noktası olmuştur. Onunla yaptığı sohbetler Mevlana'da derin tesirler bırakmış, ilâhi aşk ve vecdi terennüm eden asıl Mevlana bu dönemde doğmuştur. Kâmil manada âlim, sûfi ve şair olan Mevlana, Mevlevi silsilenamesinde tarikatın pîri olarak sayılır. Mevlana'nın dini-tasavvufi düşüncesinin kaynağı Kur'an ve sünnettir.