Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon geçen haftaki aptalca eyleminin sorumluluğunu çekiyor aslında. Bununla birlikte, Türkiye'nin İsrail büyükelçisi karşısında gerçekleştirilen başarısız azarlama girişiminden söz etmiyorum, Ayalon'un sadece resimlerle iletilebilecek mesajı kelimelerle yapmasındaki aşırı gayretinden bahsediyorum asıl.

Fakat her şey bir yana diplomasinin bütün güzelliği de bu ayrıntılarda gizli: Kapıda bekleyen ve masada tek bir bayrak olduğu halde alçak bir koltukta oturan büyükelçinin fotoğrafı. Bunların hepsi de hukuka uygun ve dahası daha önce birkaç kez de uygulanmış. (deneyimli bir İsrailli diplomatın bana anlattığına göre)

Yine de bütün bunların apaçık bir şekilde ve kelimelerle ifade edilmesi – işte ben burada yüksek bir koltukta oturuyorum, karşımdakinin elini sıkmıyorum ve işte şurada da yüzüme ciddi bir hava veriyorum – diplomatik bir hareketi İsrail kabalığına dönüştürüverdi.

Aslında yine de şu gerçeği kabul etmek zorundayız: bakan yardımcısı Ayalon'a kızmak çok zor. Ne de olsa sonuçta 'İsrail Evimiz' partisine (milliyetçi bir parti) katılmış olan ve bu davranışının kendisini Knesset üyesi ve bakan yardımcısı kılacağını bilen birisinden söz ediyoruz.

Türkiye Bedel Ödemeli

Öte yandan buradaki asıl aptal Cumhurbaşkanı Şimon Peres'e çıkışan ve kalkıp salonu terk eden, aynı zamanda da İsrail'i su çalmakla itham ederek tehlikeli bir şekilde İran ile güç birliğine giden Türkiye Başbakanı Erdoğan'dır.

Zira günün sonunda, ülkesinin uluslar ailesinin eşit bir üyesi olması şansını kaybedecek olan kişi Erdoğan'dır."

Yedioth Ahronoth gazetesinde yayınlanan bu yazı Kemal Saral tarafından İsra Haber için çevrildi.