'Suriye, Turnusol Kağıdı Oldu' Diyenler...
İran ve Hizbullahın Suriye rejimiyle olan ilişkisine Müslümanca (!) bakarak Derhal, Esad rejimiyle bağlarını kes! diyenler...
Suriye'de ki Devrimcilerin Paris Sınavı
Bir önceki yazımızda Suriye muhalefeti içerisinde yer alan Suriyelilerin ekserisinin Hizbullah karşıtı bir zihne sahip olduklarını belirterek Hizbullah'a "Suriye Devrimi'ne neden destek vermiyorsun?" yerine "Suriye muhalefetinin önderliğinde yürütülen bir devrime neden destek versin?" sorusunun sorulmasının daha mantıklı olacağı üzerinde durmuştuk.
4 Temmuz'da Fransa'nın başkenti Paris'te düzenlenen Suriye konferansı ve sonrasında yaşananlar tezimizi doğrular nitelikte. Bundan ötürü, Paris Konferansı ve konferans sonrasındaki süreci ele almanın daha uygun olacağını düşünüyoruz.
Paris Konferansını Kimler Düzenledi? Kimler Katıldı?
4 Temmuz 2011 tarihinde Fransa'nın başkenti Paris'te düzenlenen konferans, üç örgüt tarafından organize edildi. Bunlardan birincisi Siyonist Bernard Henri-Levy'nin başını çektiği "La Règle du Jeu" dergisi, ikincisi Antalya'da düzenlenen "Suriye için Demokratik Değişim Konferansı İcra Kurulu", üçüncüsü ise Demokratik Fransa-Suriye adlı örgüt.
"Katliamlara Son Bulsun Esad Gitsin!" adıyla düzenlenen konferansına Suriye İhvan-ı Müslimin Hareketi de Milhem Derubi adlı lideriyle katıldı. Konferansta, Suriye muhalefetinin önde gelen isimlerinden Eşref Mikdad, Amr Al-Azm, Ahed Alhindi, Lama Atassi, Radwan Badini, Mohammed Karkouti, Abdel Ilah Milhem, Ammar Qurabi, Sondos Sulaiman, Khawla Yusuf, Salim Monem ve Adib Shishakly hazır bulundu.
Bu konferansta bizleri şaşırtan, Suriye muhalefetinin konferansa katılması değil, muhalefet içerisinde yer alan Suriye İhvan-ı Müslimin Hareketi'nin Mulhem Derubi adlı liderini temsilci olarak göndermesidir. Çünkü Abdulhalim Haddam'a yakınlığıyla bilinen Eşref Mikdad ve diğer Suriyeli muhaliflerin, koyu bir Siyonist'in başını çektiği bir konferansın organizesinde yer almaması tabii değildir.
Hatırlanacağı üzere İhvan-ı Müslimin Genel Murakıbı Riyad El-Şıkfi dahil Esad karşıtı bir çok isim, "Esad'ın direnişe gerçek anlamda destek vermediğini, Suriye halkının gerçek temsilcileri olarak kendilerinin direnişin yanında yer aldığını" iddia etmişti. O halde İhvan-ı Müslimin'e yakışan, Siyonist Bernard'la ortaklaşa düzenlenen konferansa katılmamaktı.
Derubi'ye Tepki Gösteren Suriyeli Muhalifler
Daha önce düzenlenen konferanslar gibi Fransa'da düzenlenen Paris Konferansı da Suriye muhalefeti arasında yeni bir ayrışmayı getirdi. Suriye muhalefetinden bir çok isim, konferansa katılan İhvan lideri Muldem Derubi başta olmak üzere Suriye muhalefetine tepkili.
Arap İnsan hakları Komisyonu Sözcüsü Heysem Menna, Derubi'ye en sert tepki gösteren Suriyeliler arasında yer alıyor. Derubi'nin katıldığı Paris Konferansı'nı değerlendiren Menna "Golan ve Filistin kelimesinin dillendirilmediği böylesine bir salonda durmak utanç vericidir. Mulhim'de din adına zerre miktarı bir şey olsaydı, o salonu terk ederdi. İhvan-ı Müslimin Hareketi, Mulhim'le bir alakasının olmadığını açıklamadığı sürece, konferansa katılımdan ötürü hareketi sorumlu tutacağım. Bu konuda net olmamız gerekiyor. Çünkü Paris konferansına katılmak, büyük bir suçtur. Bernard Henri-Levy'nin bulunduğu konferansa, Arap devrimlerine karşı işlenen büyük bir suçtur. Çünkü Levy, Suriye sorununa Siyonistlerin çıkarları için müdahil olmuştur. Konferansa katılmak, Özgürlük ve Kurtuluş'u sloganında birleştiren, Suriye bayrağının yanı sıra Filistin bayrağını dalgalandıran Suriye gençliğinin devrimine karşı yürütülen bir komplodur.
Ben, konferansa katılanların yeni kiralıklar olduğunu söyledim. Bu duruşumdan ötürü İslam ve Arap dünyasından yüzlerce destek telefonu aldım. İslam dünyasındaki siyasi hareketler ve düşünürler beni arayarak desteklediklerini söylediler. Gerek Suriye içerisindeki gerekse dünyadaki diğer İhvan-ı Müslimin mensupları beni arayarak desteklediklerini söylediler. Bana, "Biz, bunu bilmiyorduk" dediler. Bazıları ise "Bu, İhvan-ı Müslimin'e karşı işlenmiş bir suçtur" dediler. Bernard Henri-Levy, bizimle oturarak sorunlarımızı konuşacak birisi değil. Konferansa katılan kişilerin, Suriyeli devrimcilerle hiçbir alakası yok."
Menna'nın yanı sıra Suriyeli muhaliflerden Abdurrauf Derviş de Suriyeli muhaliflerin Paris Konferansı'na katılmasına tepki gösterenler arasında yer alıyor. Rusya el YavmTelevizyonu'na konuşan Derviş "Ben, böyle bir konferansa katılmayı reddediyorum. Çünkü konferansa davet eden kişi güvenilir ve dürüst değildir. Mesela konferansa davet eden Bernard Henri-Levy'nin, Bosna ve Kosava halkını savunurken Siyonistlerin Filistin halkına yaptıklarını, Siyonist ordunun Özgürlük Filosu'na karşı gerçekleştirdiği saldırıya karşı duruşunu biliyoruz. Muhtemelen, konferansa katılan Suriyeliler, Bernard Henri-Levy'nin gerçekten kim olduğunu bilmiyorlar. Eğer Levy'nin kim olduğunu ve bir çok meseleye ilişkin duruşunu bildikleri halde konferansa katıldıysalar, bu konferansta bulunmaktan ötürü sorumluluğu kendileri üstlenecektir" dedi.
Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Komitesi Başkanı Velid Seffur de Milhem Derubi'nin Paris konferansına katılmasından ötürü Suriye İhvan-ı Müslimin Hareketi'ni işlenen hatayı kabul ederek özür dilemeye çağırdı.
el Hıvar Televizyonu'na konuşan Seffur "Konferansa katılanlar büyük bir hata işlediler. Hata işlediklerini kabullenmeliler. Kim olursa olsun bu konferansa katılanlar, özür dilemelidirler. Derubi de dahil tüm Suriyeliler özür dilemelidir. Biz, topraklarımızı gasbeden, halkımızı sürdün edenlerle bir araya gelemeyiz. Filistin davasının bizde, kudsiyeti vardır" dedi.
Paris Konferansı Sonrası İhvan-ı Müslimin
Paris Konferansı sonrasında İhvan-ı Müslimin içerisinde hava oldukça gergin. Çünkü İhvan-ı Müslimin'e tepkiler sadece dışarıdan gelmiyor. İhvan-ı Müslimin'in kendi içerisinden de Derubi ve Genel Murakı Şıfki'ye tepki sesleri yükseliyor.
Derubi'nin Paris'teki konferansa katılması, Suriye İhvan-ı Müslimin Hareketi'nin Eski Genel Murakıbı Sadreddin Beyanuni tarafından sert bir dille eleştirildi. Beyanuni açıklamasında "Ben şimdi, İhvan liderliğinden uzağım. Fakat şahsen bu konferansa katılanları kınıyorum. Suriye İhvan'ı ya da Suriyeli diğer muhaliflerin katılmamasının daha güzel olacağını düşünüyorum" diye konuştu.
Beyanu'nin açıklamasına ilave olarak Sefir Gazetesi'nin iddiasına göre Siyasi Birim Başkanı Muhammed Faruk Tayfur'un başını çektiği İhvan liderliği, Paris Konferansı'na katılımdan ötürü, İhvanı Müslimin Genel Sekreteri Riyad El-Şıkfi'yi sorumlu tutuyor. Bundan ötürü de 2 yılda bir düzenlenen İhvan-ı Müslimin Şura Meclisi, kısa bir süre sonra Ürdün'de toplanma kararı aldı.
el Quds el Arabi'nin İhvan-ı Müslimin Hareketi içerisinden elde ettiği kaynaklara göre Derubi, hareketteki liderlerin çoğunluğunun karşı çıkmasına rağmen, sadece el Şıfki'nin onayıyla Paris konferansına katıldı. Bundan ötürü Suriye İhvan-ı Müslimin Hareketi içerisindeki bazı liderler, Paris Konferansı'ndan ötürü eş Şıfki'yi sorumlu tutuyor.
Antalya Konferansı'ndan sonra hareket içerisindeki ayrılıkların derinleştiğine dikkat çeken aynı kaynaklar, önümüzdeki günlerde Ürdün'de bir araya gelecek İhvan-ı Müslimin Hareketi liderliğinin, Genel Murakıb el Şıfki'nin değişip değişmeyeceğini ele alacağını iddia etmekte.
İhvanı Müslimin Genel Sekreteri Riyad El-Şıkfi ise Şarkul Avsat Gazetesi'ne verdiği demecinde Derubi'nin konferansa katılışının, hareket içerisindeki oylama neticesinde kararlaştırıldığını söylemişti. el Şıfki açıklamasında "İhvan-ı Müslimin içerisinde ihtilafların olduğu iddiası gerçek dışı. Fransa'daki sempozuma katılma kararını ben kendim almadım. Oylamaya sunuldu ve çoğunluk "katılma" yönünde oy kullandı. Biz ise bu sempozyumu desteklemedik" demişti.
Dürüstlüğünüzü İspatlama Zamanı
Suriye muhalefeti ve İhvan-ı Müslimin içerisinden sesler yükselirken Türkiye'de ise bu konu hiç konuşulmadı. Şimdiye kadar Türkiye halkının Suriye'deki devrime desteğini kazanabilmek için bir takım gerçeklerin üstünü örtbas edenler şimdi de Türkiye halkının devrime desteği bırakmaması için bu gerçeğin de üstünü örtbas ediyorlar.
İran ve Hizbullah'ın Suriye rejimiyle olan ilişkisine "Müslümanca" (!) bakarak "Derhal, Esad rejimiyle bağlarını kes!" diyenler, Suriye İhvan-ı Müslimin Hareketi liderlerinden Mulhim ed Derubi'nin Paris'teki konferansa katılmasını adeta bağırlarına bastılar.
Suriye'de yaşananlara "insani ve vicdanı" yönle bakılmasını tavsiye eden "her türlü denklemin canı cehenneme" diyerek Hizbullah'ı hedef tahtasına oturtanların vicdanları, Suriye İhvan-ı Müslimin Hareketi'nin "Siyonist" şahıslarla ortaklaşa konferans düzenlemesine neden sessiz kaldı?
Vicdanının sesine kulak vererek Hizbullah ve İran'ın üzerine çizik atanların öncelikle, Suriye halkının temsilcisi konumundaki Suriye muhalefetini terbiye etmelidir. Çünkü Hizbullah'ın, Siyonist bir şahısla ortaklaşa konferans düzenlemenin sakıncalı olmadığına inanan, Şiilerin iktidara gelmesine itikadi açıdan karşı çıkan zihne sahip Suriye muhalefetine destek vermesi düşünülemez.
Biz, İhvan-ı Müslimin Eski Genel Murakıbı Sadeddin Bayanuni'nin yanı sıra Suriye muhalefetinden Heysem Menna, Abdurrauf Derviş, Muhyinddin Lazki ve Seffur'un çağrısına katılarak Suriye İhvan-ı Müslimin Hareketi liderliğini kınamanızı, konferansa katılan ve katılma kararına "onay" veren liderlikle tüm ilişkilerinizi kesmenizi istiyoruz.
"Suriye, turnusol kağıdı oldu" diyenler, "Paris sınav kağıdınız" önünüzde duruyor.
İsa Eren / Velfecr