Suriye'yi Yorumlayamamak

Suriye'yi Yorumlayamamak

Suriye konusunda Amerika, Katar ve Suud’la aynı cephede olmak utanılacak bir durumdur.

Allah'ın adıyla

Suriye'deki gelişmelerle ilgili farklı okumalar ortaya konmaktadır. İslami hassasiyeti olan çevrelerden birbirine zıt yaklaşımlara şahit olmaktayız. Her yaklaşım sahibi diğerinin niyetini mahkûm edecek duruma gelebilmektedir. İnsanların niyetleriyle meşgul olmanın ne doğru tarafı nede yararlı yanı vardır.

Önemli olan Suriye konusundaki yaklaşım farklılıklarının nedenlerini anlayabilmektir. Bu farklılıklar da dile getirilen nedenler olduğu gibi dile getirilmeyen nedenlerde vardır. Bu faklılıklarda Suriye muhalefeti konusunda farklı bilgi sahibi olmanın etkisi olduğu gibi dünyayı ve İslam'ı okuma farklılıklarının da sebepleri de vardır. Yaklaşım farklılıklarının nedenlerini genel hatlarıyla ele alalım.

1-Soyut bir İslami yaklaşımla somut İslami yaklaşımın farlılığı sebep olmaktadır. Bölgedeki gelişmelere soyut bir İslami anlayışla yaklaşan birçok Müslüman, olayları kavramlar çerçevesinde ele almaktadırlar. Mesela, Beşşar Esat İslami bir kimliğe sahip midir değimlidir ya da Suriye devleti İslami midir değil midir gibi yaklaşımlar ortaya konmaktadır.

Bu yaklaşımla, içinde bulunduğumuz zamanda evrensel istikbara karşı verilen mücadelenin fiili durumu açısından olaylara yaklaşılmamaktadır. Yani pratikte İslam ve Müslümanların durumu açısından olaylara yaklaşılamamaktadır. Bu bölgede doğuracağı pratik sonuçlar bu yaklaşım sahiplarini ilgilendirmemektedir. Çünkü bu soyut yaklaşım sahipleri açısından bölgedeki mücadele fiili değildir ve kendileri de bu mücadelenin fiili tarafı değildirler. Suriye'de muhalefet meselesi, bunlar için yazı yazma ve konuşmalarda kullanılacak bir konudur.

Suriye'deki muhalefetin lehine yazanlar açısından doğacak sonuçların ciddi hesabı yapılmamaktadır. Bu hesaplarla, pratik düşman ya da dostların kayıp ya da kazançları hesap edilemiyor. Soyut yaklaşımlar, pratikteki neticelere yabancı yaklaşımlardır. Suriye muhalefeti kaybederse onları destekleyen İslamcıların kaybı da olmayacaktır. Fazla konu yapmadan bir tür Suriye dosyası kapatılır hepsi bu kadar. Bundan önce bu soyutluk içerisindeki yaklaşımcıları Irak ile ilgili yaklaşımlarını da görmüştük. Direniş diye desteklediklerinden fazla eser kalmamasına rağmen bunlardan kimsenin rahatsızlığı yoktur. Ne desteklerin nede karşı oluşların ciddiyeti yoktur.

Hâlbuki Suriye muhalefetini destekleyen Büyük Şeytan Amerika'nın ve Suud'un hesapları tamamen pratik hedeflere yönelik yaklaşımlardır. Yani Suriye'de olası muhalefetin iktidarıyla neler yapabileceklerini bilmektedirler. Tüm yatırımları, İslami İran ve direnişin önünü kesmektir.

Konuya somut istek ve hesaplarla yaklaşanlar için, hesaplar gayet ciddidir. Suriye'de Amerika ya da işgalci İsrail'le komşu olmak ya da olası muhalefet eliyle sınırlandırılmalar basit meseleler değildir. Bunlar hayati meselelerdir. Tüm kazanımların zarar görmesidir. Amerika'nın kazanacağı yerde, direnişte kazanacak değildir. Suud'un bu kadar yatırımları olası muhalefetin kazanmasında kimin yararına olacağı açık bir meseledir.

Hizbullah direnişçileri, İslam için ümmet için bu kadar yaptığı mücadeleye neyin zarar vereceğini hiçbir mücadelenin içerisinde olmamış kimselerden daha iyi bilmektedir. Direniş için bu bölgede şansa ve olmayacak tahminlere fırsat tanıma lüksü yoktur. Sorumlu ve pratiğin içerisinden olaylara bakmak çok farklı bir bakıştır.

Büyük Şeytan Amerika ve gasıp İsrail'le pratikte mücadelede olan İslami İran ve direnişin hesabı, elbette ki otururken konuşan ya da yazı yazan ve gerçeklikle alakası olmayanlarla aynı olmayacaktır.

2- Şia konusundaki bilgisizlik, Suriye konusunun doğru değerlendirilmesine engel olmaktadır. Suriye konusuna mezhep merkezli yaklaşmak, konuyu doğru anlamaya engeldir. Konunun mezhep boyutu da yoktur. Konunun mezhep boyutunun olmadığını anlamak için fazla mezhep bilgisine bile ihtiyaç yoktur.

Suriye konusunda İslami İran ve Hizbullah'ı eleştirenlerin dilleriyle demeye cesaret edemedikleri asıl neden Şia düşmanlığıdır. Suriye'nin direnişle birlikteliği sona ererse, bu zavallılar Şiilerin zarar görmesi için sevinecek durumdadırlar. Efendim Hizbullah İsrail'le savaştığında mezhepçilik yapmadan Hizbullah ı takdir etmedik mi gibi savunmaların İslami ve insani yanı olamaz. Ne olacaktı tarafsız mı olacaktınız?

Şia konusunda bilgisizlikten dolayı, Şiilerin karşısında olmak gibi anlamsız yaklaşımlar açığa çıkmaktadır. Hâlbuki bu ve benzeri konularda yanlışa düşmemek için Şia'nın temel inançları konusunda, Şia âlimlerinin yazdığı kitaplara biraz bakılabilseler bu yanlışlıklara gerek olmadığı görülür. Bilgisizlik olmasına karşın, şuur altında hak olmayan inanç sahipleri olarak Şiiler görülmektedir. Bu durum, bir tür düşmanlık ya da muhalif olmayı beraberinde getirmektedir. İçinizden şüpheyi ve cehaleti giderin bakalım Suriye konusu nasılda başka görülüyor. O zaman ne kendinizi nede sizi okuyan ya da dinleyenleri yanıltmış olursunuz.

3- Suriye konusunda el Cezire ve el Arabiye gibi Amerikancı yayın organlarından olayları öğrenmekte kişileri yanıltmaktadır. Haberi kimlerden alacağı konusunda ilkeli olamayanlar her zaman yanlış bilgilenme içerisinde olacaklardır.

4- Suriye konusunda Amarika, Katar ve Suud'la aynı cephede olmak utanılacak bir durumdur. İnşallah, Suriye muhalefetini destekleyen İslamcılara Amerika ve Suud'la birlikte Sevinecekleri gün gelmeyecektir.

5- Suriye'deki muhalefetle başka ülkelerdeki muhalefet aynı kefeye koyma yanlışlığı da Suriye konusunu doğru anlamayı engellemektedir. Yüzeysel düşünenler muhalefet varsa destekleyelim demektedirler. Tamamda neye karşı ve ne için muhalefetin olduğunu anlamayacak mıyız? Efendim Beşar Esat iyi mi? İyimi derken izzet ve şeref adına bir duruş sahibi mi diyorsak, Beşar Esad'ın Amerika'ya karşı ortaya koyduğu duruşu ortaya koyan kim vardır diye soralım. Tüm Arap ülkeleri ve Türkiye Amerika'nın müttefiki iken Esat Amerika'ya karşı aslanlar gibi direndi ve direnişine devam etmektedir.

Eğer Beşar Esad'ı İslam'a dayalı sistemle idare etmiyor diyorsak, o zaman kimlere karşı olacağınızı da açıklayın. Aynı Beşşar Esad'a Suriye'deki olaylar başlamadan birçok İslamcı yazarlar övgüler yazmamış mıydı? Sonra, Suriye'de öldürülen asker ve polislere üzülmemenin sebebi nedir? Yoksa Suriye'deki terör hoş görülecek cinsten midir?

Bu dünyada Hamas'a, İslami Cihad'a kucak açmak ve Hizbullah'la iyi ilişkiler içerisine olmak yürek ister. İsrail'e bir taş atmak bile kendilerine nasip olmayanlar bunları anlamaz. Azıcık insafı olan bu zamanda Beşar Esad'ı iyi tanımak için birazda Hamas'ın, İslam, Cihad'ın ve Hizbullah'ın gözünden ona bakar. Tabii ki İslam ümmeti için bu hareketler bir anlam ifade ediyorsa.

Halit Meşal'le karşılaşmamak için yolunu değiştirenleri bilmiyor muyuz? Neden yollarını değiştirdiler. Amerika'nın ve İsrail'in hışmından korktular. Korkanları anlayıp ta meydan okuyanları anlayamamak normal değildir. Siz Amerika'ya boyun eğmemeyi değerlendirmelerinize hiç mi alacak durumda olmayacaksınız?

6- Suriye olaylarına ülkemizdeki iktidarı merkeze koyarak yaklaşmakta İslamcıları yanıltmaktadır. İktidara endeksli yaklaşımlar alışkanlık halini almış. İktidar yanlış yaparsa da mı sizlerde yanlış yapacaksınız? İktidar bu konuda ne yaptığını bilmiyor. İşin nereye varacağından hiç mi hiç haberi yok. Başkalarının onlara din adına, ülke adına kurduğu mahiyeti meçhul bir hayalin peşine takılmışlar. Kendilerinin ve Ümmetin geleceğini karartacak bir hayalin peşine takılmışlar diye düşünüyorum.

Kirli işbirliğinde olan büyük cemaatler birçok yanlış hesaplar yapmaktadırlar. Bunları hadi anlayalım da Filistin'den ümmetten bahseden gariban İslamcılar size ne oluyor?

Hüseyin Taş