Va'du's Sadık Nasrallah !

Va'du's Sadık Nasrallah !

Şeytanın hiziplerine "hezimet" Allah'ın hizbine ise "zafer ve galibiyet" yazan Rabbimizin takdirini hangi güç değiştirebilir..?

Hizbullah Yapacağını Yine Yaptı

Siyonist rejimin stratejik hedefleri üzerinde uçan insansız bir keşif uçağının İsrail savaş uçakları tarafından vurularak düşürüldüğü haberleri siyonist rejim medyasında yer almaya başlayınca, bu olayla ilgili gelişmeleri detaylarıyla aktarmaya çalışmıştık.

Zira biliyorduk ki, bu gelişme bir çok hesapları alt üst edecek ve yeni sayfaları açacak bir gelişmeydi.

Zira, ABD-İsrail askeri savunma teknolojisinin dünyanın en gelişmiş, modern ve süper teknolojisi olduğunun ileri sürüldüğü, siyonist rejimin yüz milyarlarca dolar harcayarak en ileri teknolojiyle hava savunma sistemleri kurduğunun ilan edildiği bir zamanda, siyonist rejim şeflerini "nereden ve nasıl geldiğini bilemiyoruz" dedirtecek ve aptallaştıracak şekilde, bir istihbarat uçağının tüm bu savunma bariyerlerini aşarak uzunca bir yolculukla siyonist rejim stratejik hedefleri üzerinde yarım saat kadar uçması, siyonizme karşı mücadele tarihinde yaşanan ilk hadise idi.

Zira bu uçuş, siyonist rejimin nükleer tesislerinin ve nükleer silah depolarının bulunduğu Dimona kenti üzerinde bir istihbarat-keşif uçuşu olduğu gibi, aynı zamanda bu bölgelerin patlayıcılar ile havaya uçurulabileceği mesajını da açıkça veriyordu...

"Dünyanın en gelişmiş ve ileri teknolojiye dayalı hava savunma sistemine sahip olan" siyonist İsrail rejimi bu uçağın Hizbullah tarafından gönderilmiş olduğunu ileri sürse de, "nereden ve nasıl geldiğine emin değiliz" açıklamasını yapmaktan da geri durmuyordu.

Ortada hem siyonist rejim güvenliğini sarsan hem de büyük bir sürpriz yapan bir "uçak" olayı vardı ki, gerçekte bu müthiş gelişme Seyyid Hasan Nasrullah'ın "siyonist düşmana sürprizlerimiz var" sözünün tezahürlerinden biriydi bu"

Temmuz 2006 savaşını "Va"du's Sadık" olarak tanımlayan Hizbullah, Siyonist düşmanın kalbine gönderdiği bu uçak ile de yeni bir "Va'du's Sadık"ı ispat etmiş oldu. Zira Hizbullah kuru tehditler ve blöflerle hareket etmediğini her zaman gösterdi.

1982 yılında Lübnan'daki Batılı güçlere ve siyonist işgal ordusuna karşı direnişi başlattığında, asimetrik bir savaşın tüm koridorlarını zaferle dolduran Hizbullah, ta o zamandan siyonist düşmanı bozguna uğratacağını söylüyordu. Hizbullah'ın temelindeki Şehid Şeyh Ragıb Harb'lerin, Şehid Abbas Musavi'lerin o zamanlarda yaptıkları açıklamaları okuyacak olursak, yenilgiye uğratılan siyonist düşmanın Hizbullah'ın sürprizleriyle o zamandan beri yüzleştiğini daha iyi anlayabiliriz.

İki yıl önce bir grup Mavi Marmara gazisi kardeşimizle birlikte Güney Lüban'deki Hizbullah'ın direniş ve zafer simgesi Milita'ya gittiğimizde orada siyonist rejimin efsanesi dünyaya yayılmış Merkava tanklarını parçalayan füzelerin sergilendiğini görmüş, oradaki bir Hizbullah yetkilisine, "bundan sonraki savaşta İsrail'e karşı nasıl silahlar kullanacaksınız" sorusuna, "siyonist düşmana karşı her zaman yeni sürprizlerimiz olacak, ama bundan sonraki sürprizlerimizin ne olacağını sadece Seyyid Nasrullah bilir" cevabını vermişti.

İşte o sürprizlerden biri buydu...

Hiç kimsenin şüphesi olmasın; Hizbullah yapacağını yapar. Onu ne İsrail, ne Amerika, Ne NATO ne de dünyanın orduları durdurabilir.

Şeytanın hizipleri Allah'ın hizbine galip gelebilir mi?

Şeytanın hiziplerine "hezimet" Allah'ın hizbine ise "zafer ve galibiyet" yazan Rabbimizin takdirini hangi güç değiştirebilir..?

İşte bunun örneği"

Siyonist rejimin ABD ile ortaklaşa ürettikleri hava savunma sistemleri hakkında yazılıp söylenenlere baktığımızda, bu hava savunma sistemlerini sineklerin bile aşamayacağını sanar, en küçük bir girişimin anında etkisizleştirileceğini düşünürsünüz. Onun için siyonist rejim hava savunmasının adını "Demir Kubbe-İron Dome" koymuş. Bu demir Kubbe'yi kim delebilir ki?...

İster Washington, ister Tel Aviv bütün hava savunma sistemlerini bir araya getirip kursalar, adını koydukları üzere, bu siyonist rejimin üstünü büsbütün demir kubbeye kapatsalar da, evet hiç kimsenin şüphesi olmasın, Hizbullah bu kubbelerin birini de binini de delip geçer...

Hizbullah adına "Demir Kubbe" dedikleri bu savunma mekanizmalarını delmekle kalmaz, gider Tel Aviv'in merkezine iner ve yapacağını orada da yapar.

Aslında Netenyahu'ların, Barak'ların oturup düşünmesi gereken Hizbullah'ın bundan sonra kendilerine nasıl bir sürpriz yapacağıdır. Yerden mi gelir, gökten mi gelir, bir yerden gelir ve onların anlına namlusunu dayadığında, bir yana gidebilecek mecalleri de kalmaz"

Bütün dünyanın kendisini "Va'du's Sadık"ile tanıdığı Seyyid Nasrullah'ın şu sözü boşuna değildir: "Artık İslam Ümmeti için yenilgiler dönemi kapanmış, zaferler dönemi başlamıştır."

Tam bir yakinle belirtmek isteriz ki, büyük zafere, Kudüs'ümüzün özgürlüğüne çok az bir zaman kalmıştır"

Yine Seyyid Nasrullah'ın ifadesiyle "bir örümcek yuvasından daha da zayıf" olan siyonist rejimin nasıl sonlandırıldığını yakında gördüğümüzde, o zaman "Fethu'l Mübin"lerin baharında buluşmuş olacağız"

Hizbullah'ın hesabı da budur, derdi de... Kaygısı da budur, kavgası da"

Kışlar çok soğuk geçse de, bu baharın gelişi yakındır".

"Sabah yakın değil mi?"

velfecr

İSRAİL'İN KİBRİ YERLE BİR